İNTİKAM ÇETELERİ

Dikkat bu yazı Requiem from the Darkness ve Jigoku Shoujo hakkında spoiler içerebilir.

Japon korku kültürü Dünya'da belli bir popülariteye sahip olmuştur. "Halka" ve "Karanlık Sular" gibi birçok başarılı manga Amerikan piyasasında yer edinmiş Hollywood filmlerine konu olmuş ve Japon korku kültürünü büyük bir saygınlığa getirmiştir. Her geçen gün Japonya'da yeni bir korku mangası ve animesi ortaya çıkmaktadır. Japon kültüründeki gizem ve fantastik öğeler bir çok okuyucuyu ve izleyiciyi çekmektedir.



2006 yılında Natsuhiko Kyougoku'nun ünlü popüler romanından animeye uyarlanan "Requiem from the Darkness" gizemin ve korkunun en güzel örneklerinden biri olduğunu düşünüyorum. Natsuhiko Kyougoku 2003 yılında 16'ncı Shugorınu Yamamoto ödülünü kazanmış ve popülaritesini artırmıştır. Ayrıca Shigeru Mizukiyle beraber 3 ayda bir yayımlanan "Gizem" adlı bir dergi yayımlamıştır. Gizem dergisinde doğaüstü gizemin konusu en iyi şekilde anlatılarak büyük bir ilgi çekmiştir.
"Requiem from the Darkness" animesini Yoshinobu Fujioka, Hiroshi Takahashi ve Sadayuki Murai senaryosunu yazmış, yönetmenliğini 3. Lupin Tv özel serisinin yönetmeni Hideki Tonokatsu üstlenmiştir. Karakter dizaynı ise Shigeyuki Miya yapmıştır. Hikâye Edo devrinin kültür yapısı ve kargaşası ile beraber o dönemin tüm karakteristik özellikleri yansıtılmıştır.

Edo dönemi Tokugawa hükümetinin ülkedeki iç çatışmaları durdurmak ve ülkeyi sakinleştirmek için 250 yıl boyunca içe kapalı ve ağır kuralları olan bir dönemin adıdır. Sosyal emirler Konfüçyüs'ün ilkeleri ile belirlenmiştir. Sosyal statü 4'e ayrılmıştır, en üst statüde Samuray (Ronin), ikinci statüde köylüler, üçüncü statüde ustalar ve dördüncü statüde tüccarlar bulunmaktadır. Daimyo'nun kalelerinde ve çevresinde köylüler hariç diğer üç statüde bulunan kişiler yaşardı. Edo döneminde aynı zamanda birçok cinayet işlenmiş ve bu cinayetlerin birçoğunu kimin işlediği bulunamamıştır.

Anime de kendini Ongyou diye adlandıran Ogin, Mataichi ve Nagamimi özel yetenekleri ile gizemli cinayetlerin kimin işlediğini bulurlar ve cinayetlerin nasıl işlendiğini kişilere halüsinasyonla anlatmalarını sağlarlar ve ceza ise Mataichi'nin elinde bulundurduğu bir çanla olur. Bu çandan sonra sonları hazırlanmıştır. Her duruma karşı Mataichi ölen kişinin ardından bir kart bırakır. Momosuke genç bir yazardır. Gizemli olaylar ve hayaletler hakkında "Hundred Stories" adında bir kitap yazmaya çalışıyordur. Yine Edo döneminde bu tür fenomenler ortaya atılmıştır ve Toriyama Sekien gibi birçok kişi kültürünün özelliklere göre bir Yokai yaratmıştır. Yokai Edo döneminde açıklanamayan fenomenlere ve doğaüstü olayları adlandırmak için kullanılmıştır. Aynı zamanda hikâyede birçok Japon kültürüne dair hayaletler ve yokailer ortaya atılmıştır. Hikâyede tüm cinayetleri yokailerin işlediğine dair gösterilir ama normalde bu cinayetleri işleyenler gerçek insanlardır. Bu katillerden ölen kişilerin intikamı alınmıştır. Sanırım herkes adaletin bir şekilde yerine gelmesini istiyor. Gerçek hayatta da suçluların bulunup hakkettiği şekilde cezalandırılması gerektiğini düşünüyoruz.

Bir intikam çetesi daha "Jigoku Shoujo" orijinal yaratıcı Miyuki Etō manga halinde ilk olarak 2005 yılında yayımlamış daha sonra manga beğenilince Takahiro Ōmori'nin yönetmenliğinde iki sezon şeklinde anime haline getirilmiştir. Karşımıza Enma ai adında masum görünümlü bir kız çocuğu çıkar ve onun ekip arkadaşları Ichimoku Ren, Hone Onna ve Wanyūdō web sitelerini akşam saat 12 de girilip intikam almak istediğiniz kişinin ismini yazarsanız. O kişiyi ve sizi cehenneme bir yolculuk beklemektedir. Yaşantımızda birçok küçük olaya kızdığımız anlar oluyor ve bir an o kadar sinirleniyoruz ki bizi nereye götüreceğini anlayamıyoruz. İşte Jigoku Shoujo'da da insanlar küçük olayları büyütüp kendini ve o kişiyi cehenneme göndermeye istekli ve bu şekilde öfkenin ya da kızgınlığının geçeceğini düşünüyorlar. Seyrederken bu kadar da olmaz dediğim anlar olmuştur vazgeç! Bunun için yapılır mı? Diye söylendim defalarca zaten amaçta aslında bunu söyletmek insanlara. İşte bunu düşünerek aslında hayatımızın kötü yönde etkileyecek kararlar almamak gerekiyor. En azından öfke ile kalkarken ufak bir düşünme payımız olsa sanırsam öfke nöbetimiz geçecek. TV kanallarında seyrettiğimiz haberlerdeki kavgalar, cinayetler vb olaylar aslında hep öfke nöbetimizin yüzünden, bir öfke ile kendimizi ve başka birinin hayatını karartabiliyoruz.

Jigoku shoujo'daki olaylar sadece öfkelendiğimiz kişilerin intikamının alınması anlatılmıyor Ayrıca bu masum görünüşlü kızın nasıl bir Cehennem Kızı olduğunun hüzünlü hikayeside var. Şimdi bu iki intikam çetesinde ortak bir nokta var oda intikamın alınması . Ayrıca bu iki grubun üyelerinin birbirine benzediğini düşündüm. Hone Onna ile Ogin, Wanyūdō ile Nagamimi, Enma Ai ile Mataichi ve Ren ile Momosuke. Böyle intikam çetelerine bu gidişle birçok anime ve mangada rastlayacağız. Ama her biri birbirinden farklı bir şeyi anlatacak ya da intikam türü farklı olacaktır. Bu iki animeyi de keyifle izleyebilirsiniz. "Requiem from the Darkness" dementia türünden bir anime olduğu için görsellik bakımından Jigoku Shoujo'ya göre daha farklı olmasına rağmen atmosferine uyumlu olmuş.