P: Mangayı okuduğunda düşündüğün ilk şey neydi?
M: Mangayı ancak bitirebildim. (gülüyor) İşler yüzünden mangayı bitirmek için bütün günümü harcadım ve baya yorucuydu. İlk okuduğumda Rui'nin çok cool olduğunu düşünmüştüm, ama şimdi tekrar okuyunca Domyouji'nin de bir çok iyi özelliği olduğunu farkettim.

P: HYD'nin filmini, Taiwan versyonu dramasını ya da animesini izledin mi?
M: Yok hayır, henüz hiçbirini izlemeye fırsatım olmadı.

P: Senaryoyu okuduktan sonra neler hissettin?
M: Özellikle ilk iki bölümde, Domyouji'nin pisliğin teki olduğunu düşündüm. (gülüyor)

P: Bu dramada sana ilk rol teklif ettiklerinde neler hissettin?
M: İlginç görünüyordu, daha önce hiç Domyouji Tsukasa gibi birini canlandırmamıştım. Diğer dramalarda görebileceğiniz türden bir karakter değil ve karakterinin nasıl da ilk izlenimimizden gerçek kişiliğine kaydığını görmeyi çok istiyordum.

P: Domyoujiyle aranda benzerlikler var mı?
M: Yani öyle çok açık benzerlikler yok. Ama belki kakkoi'de biraz benzeşiyor olabiliriz. (gülüyor)

P: Domyouji'nin iyi yanlarını sayabilir misin?
M: Nasıl desem... Sanırım karakteri.

P: Domyouji zenginliğini nasıl belli ediyor?
M: Kesinlikle zenginliğini çok belli ediyor, hareketleri, bir şeyi söyleyiş biçimi falan...

P: Tsukushi-chan gibi güçlü kızlardan hoşlanır mısın?
M: Hoşlanırım. Evet, hoşlanırım, sanırım bayağı iyi bir his verdiği için.

P: Peki, sen zengin insanlarla fakir insanların aşık olmasının mümkün olduğunu düşünüyor musun?
M: Yani bu insanların biraz da kişiliğine bağlı bir şey. Ben de öyle çok zengin ya da çok fakir biri değilim, dolayısıyla pek bilemiyorum...

P: Zengin olsaydın ne yapmak isterdin?
M: Mmm... Belki evimde 2,000 kişilik falan bi parti yapmak isterdim.

P: Yardımcı oyuncun Oguri Shun hakkında ne düşünüyorsun?
M: Hırslı biri. Gokusen'den beri böyle oldu... Geçen gün Shun ve Abe-kunla yemek yemeğe çıkmıştık ve dramadan konuşmaya başladık, o zaman bile çok hevesliydi.

P: Peki Inoue Mao hakkında?
M: Mao-chan kesinlikle çok ilginç biri. Çok doğal olduğundandır, bazen bayağı kindar ve korkutucu şeyler söyleyebiliyor. (gülüyor) Yoluna çıkan her şeyle başedebilecek güçlü bir kişiliği ve buna biraz da eğilimi var. Tsukushi'ye çok benziyor değil mi?

P: Abe Tsuyoshi ve Matsuda Shota desem?
M: Abe-kunla ilk tanıştığımızda Shun'la bir yemekteydim. Pek iyi hissetmiyormuş, hastaymış falan gibi bakıyordu. Bence birazcık utangaç biri. Ama ilerde daha yakın olabilmeyi umardım. Shota da hâlâ "Ikebukoro West Gate Park"taki kadar iyi görünüyor, ama uzun süredir görmediğim için bana öyle geliyordur belki, biraz şişmanlamış gibi. (gülüyor)

P: Kendini HYD'nin çekimlerine nasıl hazırladın?
M: Şimdi Domyouji bayağı zengin olduğu için etrafında bayağı kız var di mi? E işte ben de film aralarında falan sürekli kızları izledim (gülüyor)

P: Çekimler boyunca seni rahatlatan, zorluklara dayanmanı sağlayan şey neydi?
M: Film setindeki atmosfer. Herkes gerçekten iyi bir drama yapmak istiyor ve bu beni güçlendiriyordu.

P: Çekimler boyunca sürekli ihtiyacınız olan şey neydi?
M: Sanırım senaryo. Bir de müzikler. Çekimler arasında, yer değiştirirken falan sürekli müzik dinledim.

P: Stüdyonun sana verdiği odada en çok ne yapmak isterdin?
M: Poker oynamak olabilir.

P: Çekimlere gittiğinde dört gözle beklediğin şey neydi?
M: Üniformalı kızları görmek. Benim için tekrar üniformalı kızlar görmen biraz imkânsız olduğu için her gördüğümde büyüleniyorum.

P: Çekimler sırasında özellikle dikkat ettiğin bir şey var mı?
M: Özel bir şey yoktu.

P: Çekimlerden önce prova yapıyor musun?
M: Yok, pek değil. Çünkü rollerin gerektirdikleri çoğunlukla sette ortaya çıkıyor. Yönetmen de senaryonun sadece bir referans olduğunu söylemişti.

P: Senaryoyu nasıl hatırlıyorsun o zaman?
M: Sakin yerlerde, eve ya da mekân değiştirirken okuyorum.

P: Senaryoyu okuduktan sonra, en çok aklında kalan hangi replikti?
M: "Stop it, please"(lütfen, dur artık) repliği. Genellikle "Yeter artık!", "Dur Artık!!" gibi replikler kullanılır, ilk bölümü izleyenler büyük ihtimalle anlayacaklarıdır. ( Tsukushi'nin Tsukasa'ya dur artık dediği yerden bahsediyor. "..mete kudasai" diye mırıldandığı yer.)

P: Peki, hangi forma türünden daha çok hoşlanırdın, Ay Savaşçısı tipi mi yoksa 90lar modeli(blazer-kind) mi?
M: Yani forma olduğu sürece, hangi çeşit olduğu farketmez. (gülüyor)

P: Kıdemli bir lise öğrencisini bu kadar başarılı canlandırmanın sırrı nedir?
M: Domyouji pek de kıdemli bi lise öğrencisi gibi değil. Gerçek kişiliği, davranışları falan daha çok bir çocuk gibi. Dahası, forma falan da giymiyor. Yanlış konuşuyor, yanlış yazıyor... Yani pek de kıdemli bir lise öğrencisini canlandırdığımı düşünmüyorum.

P: Peki, onlarınki gibi bir "yasak aşk" yaşamaya cesaretin var mı?
M: Umm... Daha önce hiç böyle bir şey başıma gelmediğinden, bilmiyorum. Ama yine de tepkilerim genelde karşımdakine göredir, yani o kişiye gerçekten aşık olsam da o istemediği sürece ekstra çaba sarfedeceğimi sanmıyorum.

P: Kendi dizilerini falan takip ediyor musun?
M: Yani televizyondan falan bakamıyorum ne yazık ki, çünkü şu sıralar her açıdan çok yoğunum, ama zaten dramayı çekerken olup bitenler hakkında bayağı fikir sahibi oluyor insan. Ama genellikle işi tamamladıktan sonra dramaları Dvd'den vb. evimde izlerim. Bunu da izleyeceğim biraz rahatlayınca.

P: Diğer Arashi üyeleriyle HYD hakkında konuştun mu hiç?
M: Aaa, neredeyse her dakika birarada olmamıza rağmen hiç drama hakkında konuşmadık.

P: Peki, sence bu dramayı izlemek hangi Arashi üyesinin hoşuna gider?
M: Mmm, sanırım Nino, çünkü şimdiye kadar izlediğinden bahseden tek kişi oydu, ah, bir de Lider (Ohno) izlemeyi düşündüğünü söylemişti, ama ne yaptı bilmiyorum.

P: Son olarak, drama hakkında söylemek istediğin bir şeyler var mı?
M: Hikaye zaten çok ilginç, ki biz daha da ilginç yapıyoruz, umarım izlerken herkes eğlenir. Bir de dramada her türden adam olduğu için, eminim herkes çok seveceği birini bulacaktır.