Hashii-san'ın tasarımlarını ne kadar kullandın?
-Karakterlere gelinceye kadar, neredeyse onların hepsini. Hashii-san çok çalışkandır ve karakterlerde Hashii-san'ın benzersiz sıcaklığını hissedebiliyoruz. Ve Hashii- san, gittiğimiz toplantılar boyunca çok daha iyi oldu. Geçenlerde Hashii-san alt karakterleri yaptı, aslında sadece senin resimlerine bakarak onları yapabilir. Hashii-san şimdi, Osaka'dan Tokyo'ya hareket etti, bundan dolayı bazen yol boyunca çabucak değişimlerde olabiliyoruz. Hashii-san'ın şevkinin ve gücünün bir bütün olarak Blood+'a iyi etkisi olduğunu hissederim.

Zor bir şey esasında, Hashii-san aslında bir manga yazarıdır, bundan dolayı animeye dosdoğru Hashii-san'ın tasarımlarını adapte etmek biraz zordur. Daha kolay adaptasyon için Hashii-san'ın çizimlerini değiştirmesi için birisine ihtiyaç duyduk. Aracı olması için Akiharu Ishii'ye sordum. I.G'de ustalığına güvendiğim ilgi çekici çizimleri o yakalayabilir. Ama o çok tutarlı bir kişidir, bundan dolayı onun işi çok çabuktur. O, bu işi yapması için doğru kişiydi. Genel animasyon idarecisi olarak, neredeyse onun çizimlerinin her bir bölümünde bütün kesitleri içeride kapsaması için ona sordum. Onun animasyonda anahtar kişi olduğunu düşünürüm. Onun, şöhrete ek olarak tecrübesi var, bundan dolayı ona güvenebilirim.


Blood+ eserinin, Blood: The Last Vampire adlı filmdeki benzerliklerine ne diyorsunuz?
-Sana gerçeği söyleyeyim, I. G animenin, ortak sahip olduğu markanın, haberdar olmasının bazı tür düşüncelere dair bir önsezim vardı. I. G'in, birçok iyi-yapılmış animeyi yaptığını bilirim, ama bizim gerçekten, henüz bir karakter veya durumu var saymadığımızı hissettim. Bu, meydan okumayı istediğim bir şeydi. "Bir karakteri var saymak" benim için büyük bir amaçtı.

Hatta anime sanayisinde, "Blood'‘dan bahsettiğim zaman, insanlardan korkunç tepki aldım. Eğer onlara tasarımları gösterirsem, onlar gerçekten, sersem gibi bakar ve hatta bazıları diyecek ki, "Onu almayı istediğinden emin misin?" Buna aklımın yapmak zorunda olduğunu söyleyecektim veya bu projem bir yıl TV dizisi olarak uzun ömürlü olmayacaktı. Orijinal bir işi yapmakta hiçbir mesele yoktur. Tabii, Blood+ ,The Last Vampire filmi olmadan ortaya çıkmadı, ama ilk olarak o iyiydi, onu yeniden yapılandırmaktan önce filmin olduğu düşüncesi. Veya kendi hatırım için o süreç boyunca gitmek zorunda olduğumu söylemeliydim. Sonuç olarak, iyi bir yönde hareket ediyor olduğumuzu düşünüyorum..

Özellikle filminde, Saya'nın, simgesel örgülü saçları vardı ama Blood +'da kısa bir saçı var.
-Düşündüm, eğer anime şu anda yer alsaydı Saya sadece, filmde Saya gibi örgülü saçlarla bir denizci-elbise üniformasında olamazdı [Not: Blood filmi: The Last Vampire, 1966'da koyulur]. Filmde onun şeklinin, bir şaheserin bir şeyi olduğunu hissettim. Gerçekten, onu tekrar kullanamazsın. Bundan dolayı, tüm gün boyunca tasarımı tamamen güncelleştirmeyi kararlaştırdım. Bay Ishikawa, onun, uzun saça sahip olmasının daha iyi olabileceğini söyledi, ama biz kısa tasarımda ısrar ettik. Animatörler için daha basittir ve hem de canlı bir kız olarak Saya'nın şekline eşit olur. Asıl saç şekline gelince, birçok fikri içeride biraz zaman harcayarak konuştuk ve sonra doğru olan birini seçtik.